Dünya üzerinde birçok insanı fiziksel olarak etkileyen COVID-19 pandemisinin eş zamanlı olarak insanlar üzerinde psikolojik etkileri de bulunmaktadır. Bu psikolojik etkileri değerlendirmek, yaygın ve ciddi enfeksiyonların bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek sosyal yıkıcı davranış kalıplarını anlamak için de önemlidir.
İnsanlar bir pandemi tehdidi veya gerçek bir pandemi oluşumu gibi psikososyal stres faktörlerine nasıl tepki verdikleri konusunda farklılık gösterir. Tepkiler korkudan kayıtsızlığa ve kaderciliğe kadar çeşitlilik gösterebilir. Orta düzeyde bir korku veya endişe, insanları sağlık tehditleriyle başa çıkmaya motive edebilir, ancak şiddetli sıkıntı zayıflatıcı olabilir. COVİD-19’un ruh sağlığı üzerindeki etkisi hala belirlenmekle birlikte, önceki salgınlara ve pandemilere karşı psikolojik reaksiyonlar üzerine yapılan araştırmalar, özellikle belirsizlik, hastalığa karşı algılanan savunmasızlık ve anksiyete eğilimi gibi bireysel farklılıkların bu konuda etken olabileceğini düşündürmektedir.
Pandemi sırasında 1300 kişide yaptığımız koronafobi çalışmasında katılımcıların yoğunluklu olarak %60’ının sosyal medya, %53’ünün TV ve resmi kurumları haber kaynağı olarak kullandıkları saptanmıştır.
Covid-19 salgını sırasında ise katılımcıların %78’inin kaygılı, %48’inin güvensiz, %42’sinin karmaşık, %34’ünün ise korku dolu ve panik içinde hissettiği görülmüştür. Kaygı nedeni olarak da sırasıyla yaşlı veya kronik hastalığı olan yakın ve sevdiklerinin hastalanma riski (%57), hastalığın yayılma hızı (%47) ve tıbbi tesislerin hazırlıklı olup olmadığını (%45) vurgulamışlardır.
Kadınların erkeklerden daha fazla kaygı, güvence arayışı ve kaçınma davranışı gösterdiği
Yaşı genç olanlar daha fazla kaygı duyuyor
Bekar ve yalnız olanlarda COVID-19 konusunda güvence arama, depresif ve mutsuz hissetme ve fobi şiddeti daha yüksek
Sağlık çalışanları ile genel toplum arasında kaygı, korku açısından fark yok
Kronik hastalığı olanlarda kaygı ve korku daha fazla değil ama yakınlarında ve özellikle büyüklerinde kronik hastalık olan kişilerin kaygı, güvence arama ve genel fobi düzeyleri daha yüksek
Herhangi bir hastalık nedeniyle daha önce bir veya daha fazla yakınlarını kaybetmiş olanlarda kaygı ve fobi düzeyi daha yüksek
Bilgi sahibi olmamanın güvence arama ve fobi düzeyini artırdığı (Başlangıçta bilgi eksikliği veya belirsizlik kaygıyı artırmaktadır. Ama süreç uzadıkça ve bilgi arttıkça (bilgi kirliliği, yanlış ve olumsuz bilgi) da kaygı artmaktadır.)
Yaşam sevincinin azalması ve ilgi kaybı %40 da oluştu (yaklaşık 4 misli)
Belirsizlik en büyük kaygı nedenidir. Bir hastalık hakkındaki korku ve endişe, bunaltıcı olabilir, yetişkinlerde ve çocuklarda güçlü negatif duygulara neden olabilir. Stresle başa çıkmak sizi, önem verdiğiniz insanları ve toplumu güçlendirir. Yeni normal dediğimiz bu günlerde hem yeni hayat düzenine alışmak hem de kendimizi ve sevdiklerimizi hastalıktan korumaya devam etmemiz gerekmektedir. Toplum ve kendimiz için elimizden geleni yaparken bu zor zamanların üstesinden gelebilmek adına, hem kendimizin hem de ailemizin duygusal sağlığına dikkat etmeliyiz.
Korku ve panik, en az Coronavirüs kadar bulaşıcı olabilir. Pandemiye dair doğru kaynaklardan bilgi edinmeyi tercih ediniz. Korkularımızı düşüncelerimiz besler. Düşüncelerimizi kontrol etmek ise, ancak farkındalık ve denge sağlamakla mümkün olur. Hem fiziksel hem psikolojik dengenizi korumak için uzmanların önerilerini uygulamak gerekmektedir. Her gün biraz fiziksel aktivite yaparak endişelerinizi kenara bırakmak hem dikkatinizi dağıtacak hem de fiziksel ve psikolojik sağlığınıza destek olmanızı sağlayacaktır. Düzenli yemek yeme ve uyku, sağlığınız için çok önemlidir. Sağlıklı, dengeli yemekler yemeye özen gösterin. Bu zor dönemi olabildiğince rahat atlatmak için seçilecek gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin olması dengeli beslenme yönünden büyük önem taşımaktadır.
Sağlıkla kalın.
Yeni normal dönemde de, yine kahramanımız sizsiniz
COH-FIT Çalışması: Her insan değerlidir
Enfeksiyon dönemi süresince ve sonrasında sağlık ve işlevsellik üzerine uluslararası çalışma
COVID-19 pandemisi ve karantina koşullarının hem COVID-19’dan etkilenmiş hastaların tedavi ve yönetiminde görevli sağlık çalışanlarının hem de genel toplumun fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerine belirgin zararlı etkileri mevcuttur.
Pandemi sonrasındaki ekonomik sorunların ve issizliğin intihar riskini artırabileceği de söz konusudur. Sosyal izolasyon, yalnızlık, iş kaybı ve mali sorunlar intiharın risk faktörleridir. Devletler barınma, yiyecek ve işsizlik desteği sağlıyor olsa da toplumların geleceğe yönelik kaygıları yüksek olacaktır. Karantina döneminde aile içi şiddet ve alkol tüketimi artabilir.
COVID-19 salgınının genel toplumun (erişkinler, gençler 14-17 yaş, çocuklar 6-13 yaş) ve sağlık çalışanlarının fiziksel ve ruhsal iyi olma hali üzerinde ki etkisini araştırmak ve Süregelen COVID-19 pandemisi sırasında daha büyük akut olumsuz sonuçlar ile ilişkili olan belirgin çevresel, toplumsal, demografik, tıbbi, psikiyatrik ve durumsal özellikler saptanarak bu risk grupları için farklı koruyucu stratejiler olusturmak amacıyla gerçekleştirilen COH-FIT çalışması pandemi sona erdikten sonra ruh sağlığı bakımı konusunda ve gelecekte ortaya çıkabilecek diğer pandemi durumlar icin koruyucu stratejiler konusunda bilgi verecek risk ve koruyucu faktörlere odaklanmaktadır.
COVID-19 olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalacak olan belirgin yaş grupları (çocuklar, ergenler, genç, orta yaş veya ileri yaş erişkinler, yaşlılar) ve profesyonellerin (sağlık çalışanları gibi) hem akut, (birinci dalga araştırma), hem de orta dönem (ikinci dalga araştırma) ve uzun dönemde (üçüncü dalga araştırma) ruh sağlığı sorunları araştırılacaktır.
Aşağıdaki linkten bağlanarak çalışmamıza katılmanız bilime destektir.
https://www.cohfit.com/take-survey/
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI