İnsanlık tarihinde genellikle yüzyılda bir olan salgın hastalık günümüzde SARS-Cov-2’nin neden olduğu Covid-19 Pandemisi olarak karşımıza çıkmıştır. İlk olarak Aralık ayında Çin’de başlamış ve 3 ay içinde pandemi boyutuna gelmiştir. Bugün itibariyle dünya genelinde 5.3 milyon birey infekte olmuş ve 340 bin ölüme neden olmuştur. Bu 5 aylık zaman diliminde tıp dünyası olarak bu yeni virüsü/hastalığı anlamaya ve tedavi etmeye çalışıyoruz. Öyle anlaşılıyorki aşı ya da spesifik tedavisi bulununcaya kadar bu virüsün neden olduğu hastalıklarla uğraşmaya devam edeceğiz. Bu klinik tabloda hastalar genellikle ateş ve solunumsal semptomlarla hastaneye başvururlarken bazları da ishal, kusma ve karın ağrısı gibi gastrointestinal (GiS) semptomlardan yakınmaktadırlar.
Yayınlanan verilere göre COVID-19 hastalarındaki gastrointestinal sistem (GIS) semptom sıklığı %3-79 arasında değişmektedir. Erişkinlerde en sık GIS semptomu anoreksi (% 39-50) iken; ishal hem erişkin hem de çocuklarda en sık görülen (% 2-49) GIS semptomudur. Daha az sıklıkta bulantı kusma (%3-29), karın ağrısı (%2-6) görülebilmektedir. Hastaların bir kısmında hiçbir solunum sistemi bulgusu olmadan GIS semptomları görülebilir. İshal, Covid-19 enfeksiyonu tanısı öncesi ilk bulgu olabilir ve ortalama 4.1 ± 2.5 gün sürer. Ciddi vakalarda GIS semptomu görülme olasılığı artar. Gastrointestinal semptomları olan olgularda yorgunluk, kas ağrısı ve boğaz ağrısı daha fazla görülmektedir. Sindirim semptomları olanlar ile olmayanlar arasında ölüm yönünden fark bulunmamıştır. Genellikle dışkı PCR testi pozitifliği, balgam PCR pozitifliğinden 2-5 gün sonra ortaya çıkmakta ve solunum örneklerinde testi negatifleşenlerin % 23-82’sinde dışkı testi pozitifliği 1-11 gün kadar daha devam etmektedir. Bu nedenle izolasyon sırasında bu hastaların özellikle el hijyenine dikkat etmesi, tuvaletleri ortak kullanmaması tavsiye edilmektedir.
Ayrıca bu hastalarda % 14- 53 oranında hastalık seyrinde ALT, AST gibi karaciğer fonksiyon testlerinde ve bilürubin değerlerinde hafif yükselmeler izlenebilir. Genellikle karaciğer hasarı geçici ve hafif olup, COVID-19 açısından ciddi hastalığı olanlarda daha sık izlenmektedir.
Mevcut bilgilere göre inflamatuar barsak hastaları Covid-19 enfeksiyonu açısından artmış riske sahip değildir ve almış oldukları tedavilere devam etmelidirler. İmmunsüpresif tedavi alanlar Covid-19 semptomları açısından yakın takip edilmelidirler.
Pandemi döneminde endoskopi
Bir diğer önemli konu da pandemi sırasında endoskopik girişim güvenliği ile ilgili ortaya çıkan endişelerdir. Genel topluma göre bulaş riski sağlık çalışanlarında 3, endoskopi ünitesinde çalışanlarda ise 5.9 kat daha fazladır. Bu yüzden acil endoskopi dışındakiler erteleme yoluna gidilmiştir. Endoskopik işlemlerin öncelik sırasında hastanın genel tıbbi durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkünse tüm hastalara Covid-19 PCR testi yapılmalı, yapılamıyorsa işlemden önceki 10 günü kapsayan ateş takibi ve işlem günü semptom değerlendirme anketi yapılmalıdır. Endoskopi merkezlerinde sosyal mesafe kuralları hastalar, refakatçiler ve personel için etkin şekilde uygulanmalıdır. Covid-19 testi yapılmamış hastalar veya testi pozitif çıkan hastaların işlemleri N95 maskeyle yapılmalıdır. Acil vakalarda önceki kılavuzlara uygun tam kişisel koruyucu ekipman (KKE) ile işlem yapılmalıdır. Endoskop temizliği standart yüksek düzey dezenfeksiyon yöntemiyle yapılmalı, her vakadan sonra oda dezenfekte edilmeli, negatif basınçlı oda 30 dk, değil ise 1 saat havalandırılmalıdır. Endoskopi ilişkili infeksiyon riski 1/1.8 milyon işlem olmakla birlikte literatürde bugüne kadar Covid-19 nozokomiyal bulaşı bildirilmemiştir.
Elektif vakaların ertelenmesi Amerika Birleşik Devletleri’nde geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında Gastroenteroloji ünitelerinde rutin iş yoğunluğunda %67-80 oranında azalmaya neden olmuştur. Elektif endoskopinin 6 ay ötelenmesinin 2.800 kolorektal kanser (KRK) ve 22.000 high grade displazinin geç tanı almasına, bunun da KRK’de 6 aylık mortalitede %6.5 artışa neden olabileceği hesaplanmıştır. Benzer şeklide Birleşik Devletler’de 600.000 siroz hastası olduğu, bunlara proflaktik band ligasyonu yapılmaz ise 1500 varis kanamasının önlenemeyeceği öngörülmektedir.
Bu nedenlerle Covid-19 salgını kontrol altına alınmaya başladıkça önceden kısıtlanan elektif endoskopik işlemlerin yerel otoriteyle birlikte kararlaştırılıp yeniden başlatılması önerilmektedir. Bu hastalıktan korunmada triage, mesafe, KKE kullanımı, sık el yıkama, endoskopların dezenfeksiyon kurallarına katı uyumun çok önemli olduğunu unutmamalıyız.
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI