Stetoskop köşemizin ilk konuğu olarak da çok sevdiğimiz Değerli Hocamız; Arzu Yorgancıoğlu’nu ağırlamak istedik. Çevresine yaydığı pozitif enerjisi ve herkesi kucaklayan şefkatli tavrı ile sevilen ve saygı duyulan bir isim olduğunu biliyordum. Röportaj öncesi kendisini araştırdığımda da aydın bir Türk kadını olarak dünyada bu denli başarılara imza atması ve isminden söz ettirmesi beni kendisine bir kez daha hayran bıraktı...
Dünya Sağlık Örgütü Solunum Bölümü Yönetim Kurulu Başkanı olmasından; Türk Toraks Derneği, Avrupa Solunum Derneği (ERS) ve Amerikan Toraks Derneği (ATS) mesleki üyeliklerinin yanı sıra yardımlaşma kurumlarına verdiği destekle de adından söz ettiren bir isim Arzu Hoca. Hatta çıkarttığı kitabının tüm gelirini “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” ile iş birliği yaparak üniversiteli kız öğrencilerin eğitimleri için bağışlaması da ne denli yüce gönüllü olduğunun bir göstergesi.
Bizden duymuş olmayın ama "Arzu'nun Mutluluk Reçeleri" kitabının devam serisinin hazırlıkları da başlamış. Arzu Hoca, çok yakında yayınlanacak ikinci kitabı sayesinde kız çocuklarının eğitimine yeni bir ışık daha yakmış olacak. Açıkçası azmini ve yüce yürekliliğini takdir etmemek elde değil...
Aydın bir Türk kadını olan Arzu Hocamızın bu röportajından herkesin kendisine pay çıkaracağına inanıyor, sizi Arzu Yorgancıoğlu’nun hayatından bir kesit ile başbaşa bırakıyorum.
İyi okumalar dilerim.
“Bir rehberlik testinde o ana kadar hiç düşünmediğim halde 'Tıptan başka bir meslek seçmemelisiniz' şeklinde çok iddialı bir sonuç çıkmıştı.”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1.’likle mezun olduğunuzu biliyoruz. Doktorluk küçükken hayalini kurduğunuz bir meslek miydi? Bu mesleği tercih etme sürecinizi ve nasıl bu kadar başarılı bir öğrenci olduğunuzu sizden dinleyelim…
Doktorluğu inanın hiç düşünmemiştim ta ki Bornova Anadolu Lisesi’ne gelen bir rehberlik ekibinin bizlere yaptığı teste kadar. Test sonucunda benimle yaptıkları görüşmede doktorluk dışı bir meslek mümkün değil demişlerdi, ben de o zaman ilk tercihim olan Boğaziçi işletmeyi 3. sıraya alıp Ege Tıp Fakültesini birinci, Dokuz Eylül Tıp Fakültesini ikinci sıraya yazdım. O rehberlik ekibine minnettarım, mesleğimi o kadar sevdim ki bir gün bile bana iş yapıyormuşum gibi gelmedi.
Okul birinciliği ise benim için inanılmazdı, böyle bir hedefim yoktu olamazdı da çünkü Tıp Fakültesi üçüncü sınıfta evlenmiş ve dördüncü sınıfta kızım Gamzeyi kucağıma almıştım Ben son 2 yılı onunla birlikte okudum belki onun enerjisi bu başarıya neden olmuştur. Ama kucağımda çoçuğumla okul birinciliği gerçekten çok ilgi görmüş ve basında yer almıştı.
Doktorluk sizin için ne ifade ediyor, karakteriniz ile mesleğiniz arasında ortak yönler olduğunu düşünüyor musunuz?
Yaşamım yaşam tarzım diyebilirim. Lise son sınıfta bana önerilen meslek meğerse bana en uygunuymuş. İnsanı, insan ilişkisini severim. Şifa olmaya çalışmak ise büyük mutluluk.
Bir hekim olarak elinizde bir şeyi değiştirme hakkınız olsaydı, bu mesleki anlamda ne olurdu?
Sosyal eşitsizliklerden dolayı ortaya çıkan ve insan topluluklarını bu nedenle farklı oranlarda etkileyen sosyal bileşenleri değiştirirdim. Tütün kullanımı, hava kirliliği,toplumsal cinsiyet ,beslenme bozukluğu, fakirlik gibi o zaman inanın kronik hastalıklarının çoğu olmazdı.
20 yaşındaki Arzu’yu karşınıza alıp konuşma şansınız olsaydı ona ne tavsiye ederdiniz?
Biraz daha yavaş yaşamasını isterdim ama o zaman da belki yaşamın bana sunduğu bu güzelliklerin hepsini yaşayamazdım .
Geri dönüp baktığımda pişman olduğum hiçbir şey yok sadece şükrederim böyle bir yaşama sahip olduğum için.
Doktorluğun yaşam boyu bir yenilenme ve öğrenme süreci olması nedeniyle aslında oldukça yoğun tempolarda çalıştığınızı tahmin ediyorum, yemek yapmak sizin için bir kaçış noktası mı?
Kaçış değil meditatif diyelim. En yorgun günlerimde kendimi eve atsam ve mutfağıma girsem derim. Mabed gibi olan mutfağımda müziğimi açar, (yemek yaparken genelde opera dinlerim) şarabımı ya da kahvemi koyar , yemek ile meditasyona başlarım.
Yemek yapma hobinizi “Arzu’nun Mutluluk Reçeteleri” isminde bir kitap projesine çevirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Uzun yıllardır yemek yapmak en büyük hobimdir. Son birkaç yıldır da bu lezzetleri sosyal medya hesaplarımda paylaşmakta idim. Bu paylaşımlarımın oldukça fazla ilgi görmesi üzerine arkadaşlarımın da önerisiyle bir kitap yazmaya karar verdim ve kendi üslubumla cep telefonumla çektiğim amatör fotoğraflarla bu kitabı yazdım.
Bir eğitimci olarak bu kitabın gelirini mutlaka eğitime aktarmak istedim ve bu amaçla, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ‘Bir Işık Yakın Projesi’ne bağış olmasına karar verdim. Ve kitabım üniversiteli kız öğrencilere burs oldu.
Son olarak bize tavsiye edebileceğiniz pratik sağlıklı mutfak tüyolarınız varsa birkaç tane paylaşabilir misiniz?
Mutlaka iyi kalitede et, taze balık, taze ve yöresel otlar, güzel baharatlar, taze sebzeler, çok iyi kalite zeytinyağı ve hepsinden önemlisi içine katacağınız coşku ve sevgi o olmazsa olmaz.
Hiç acele etmeyin, malzemelerinizi en iyisinden seçin.
Yeterli zaman ayırın, planlayın ve her aşamasının keyfini çıkarın. En çok da o herkese tattırdığınız sunum anının.
Mutlaka Köşesi
Çağrışım Köşesi
"Bir çift gözün içine bakarak; Sen rastlantıların en güzelisin diyebilmek." (Sabahattin Ali)
"Kendi olarak sana gelen, Sana gereksinimi olmadan seni isteyen,
Sensiz de olabilecekken seninle olmayı seçen
Kendi olmasını seninle olmaya bağlayan"
O işte (Oruç Aruoba)
OKUYUCU YORUMLARI
Seçil Arıcan
Her yaşanmışlık, deneyimlerimize eklenen yeni bir ışık kaynağıdır kanımca...o ışık demetinden bir tutam gönderdiğin için teşekkürler Şeyma' cığım...Başarın, başarıların daim olsun...Sevgiler...